Bugün sizlere daha önceden okumuş olduğum kitabın bir bölümünden söz etmek istiyorum. Bölüm başlığı ''Zihin Terzileri''. 👀
Her insan, genetik süreçlerini de dikkate almak suretiyle enerji açılımında kendi benzersiz zihin elbisesini dikmenin arzusunda olan bir terzidir. Bunun için her insan dünyaya doğduğu andan itibaren evren denilen kumaşta, zaman ipliğini ve mekan makasını kullanarak, hayat provaları aracılığıyla (algısal, düşünsel ve duygusal deneyimler) kendi benzersiz zihin kıyafetini dikmeye başlar. Arada bir enerji aynasında kıyafetinin görünümüne bakar ve arzusuna göre istediği değişiklikleri (seçim hakkıyla) gerçekleştirir. Tam da bu noktada çevreden çeşitli sesler yükselmeye başlar. ''Bu elbise sana göre değil/tarzına uymadı/bize katılacaksan bu kıyafeti değiştirmelisin/seni bu kıyafetle hayal edemiyorum/bu elbise sana hiç yakışmadı/kıyafetini bu şekilde diksen senin için çok daha iyi olur/bizde böyle kıyafetler hiç hoş karşılanmaz,'' tarzı sesler duyulmaya başlanır. Bu sesler anne ve babanızdan, aile bireylerinizden, yaşadığınız toplumdan, eğitim sisteminden ve hatta kültürden bile yükseliyor olabilir. Unutmayın ki kültürde bir programcıdır. Sonuç olarak da kişiye farklı zihin terzileri önerilmeye başlanır. Siz varoluş vaadinizin tek yetkili terzisiyken, bir anda bir sürü zihin terzisi kendi kıyafetlerini dikmeyi bırakmış, sizinkiyle ilgilenir hale gelmeye başlamıştır. Çünkü onlara da böyle yapılmıştır.
Nörostratejistler, nefis ve ego ile zihinsel esaretin elbisesini dikerler. Bu elbise dünyada o kadar çok sayıda insana dikilmiştir ki, adeta tüm insanlığın bu kıyafetle dolaşması istenmektedir. Çünkü bunların amaçlarının gerçekleşmesinde bağımlılıklar, alışkanlıklar ve benzerlikler önemlidir. Eğer bir kişi kendi benzersiz zihin kıyafetini dikecek olursa, bu kıyafeti toplumda göze batmaya başlar. Hatta bazı hallerde başkalarını bile kendi benzersiz kıyafetlerini dikmeleri için özendirebilir. Bu durumda da nörostratejistlerin diktiği kıyafetlere talep azalmaya başlar. Bunu bilen nörostratejistler, insanlığın büyük çoğunluğunun kendileri tarafından belirlenen zihin kıyafetleri giymeleri için, zihinleri alışkanlıklar, bağımlılık, ego, güven ve nefisle belli kalıpların içine alırlar. Bu şekilde yapılanan bir zihin de zaten farklı kıyafetleri dışlamaya başlar. Bu durum en çok aile içi süreçlerde yaşanmaktadır.
Aile içi zihin terzileri, aile bireylerinden oluşur. Bu terziler iki türlü çalışırlar. Ya kendilerinin giymeyi çok istedikleri ancak giyme imkanı elde edemedikleri zihin kıyafetlerini kendileri için giymenizi isterler ya da toplumun giydiği ortak kıyafetlere benzer bir zihin elbisesi dikebilmeniz için size yardımcı olurlar. Bunun nedeni de çoğu kez kabul görmek ve onay almaktır. Aile içi zihin terzileri genellikle siz daha dünyaya gelmeden çalışmaya başlarlar. Sizin adınıza kıyafetlerinizi, dinleyeceğiniz müziği, odanızın dekorunu belirlerler. Zamanla siz büyüdükçe gideceğiniz okula, arkadaşlarınızın kim olabileceğine ve aktivitelerinize karışırlar. Sonrasındaysa hangi mesleği seçeceğiniz konusunda son bir prova yapıp, kiminle evlenebileceğinize ilişkin görüşleriyle de kıyafetinizi tamamlarlar. Bu senaryo varoluş vaadinizi yitirdiğiniz ve zihnen esaret altına alındığınızın işaretidir.-1-
Başta gençler olmak üzere, her insan şu iki soru üzerinde önemle düşünmelidir. Çevremizin olmamızı istediği kişi olmak için mi uğraşacağız ? Yoksa Allah'ın bize armağan ettiği eşsiz potansiyellerimizin peşinden gidip, varoluş vaadimizi gerçekleştirmeye mi çalışacağız? Karar sizin...👀
1.Ethem Kocabaş, Zihni Özgürleştirmek, Altın kitaplar yayınevi, İstanbul, 2010, s.431.
Yorumlar
Yorum Gönder